28 Şub 2012

fotoğraf sorunsalı..

ya bazen diyorumki;" ben bile yorgunluktan iki fotoğrafı yükleyecek vakit bulamıyorsam iki çocuğu yada daha fazla sorumluluğu olanlar ne yapsın":(

girişi yaptığımıza göre gelişmenin zamanıdır..
buyrun birlikte gelişelim.)

evet dostlar.. haftalar sonra bilgisayara aktarılan son fotoğraflar henüz blogumla buluşma şerefine nail olamadılar:(
(bu arada resim değil fotoğraf !dikkatinizi çekerim..hassaslığım fotoğrafçı bir aileden geldiğimdendir..)
fotolu bir post için birkaç hafta daha mı bekleyeceğiz demek istiyorsun burcu?
yok yok bu sefer daha azimliyim zaman ayıracağım zira bu hallerimle zeynoşcuğumun bir dönemini kaçırtmayacağım kendi kendime (kaçırtmak!)
oysa ki bu arada ufak çaplıda olsa epey bir gezmişliğimiz gezerkende yemişliğimiz var:)
şöyle ki zeynoşumu o minik parmaklarıyla ilk defa laahhhmacun yerken bile fotolayamadım:(
çok mu alaturka geldi yoksa bazılarınıza lahhmacun?
(pide yemişliğimiz var ama.. hem severde kerata 3 bilemedim 4 lokma kadar)





o zaman şöyle diyelim kendisinden italyaaannnoss, maaannnos, naçoosss hatta paçooosss yapması beklenen zariflikte bir mekanda anası mantarlı kaşarlı pide denerken, kuzusuda mönüdeki resimde gördüğü (fotoğraf değil! ne demiştik?) üzeri yeşil maydonozlarla bezeli lahmacun cazip gelince seçimini o yönde yaptı (dışarıda köfte dışındada birşeyler yemeye alışmasının vakti gelmişti)  ve diğer birçok keredeki gibi yine bizimkilerin tadına bile bakmadı..
neyse nerden geldik bu yeme içme konusuna diceeeeem ama yazan ben olunca geldiğimiz şu nokta kaçınılmaz oluyor:)

işte pek bir kibar ve pek bir datluuydu zeynoşum lahmacun yerken ama her seferinde yağlı elleriyle telefonuma zıpladığından  yine çekemedim kendisini zira en gerekli zamanlarda kamerayı unutmak sadece bana has bir durum değil eminim..
gerçi artık fotoğrafını bile çekmek sorun çünkü anında kapıyo elimizden hatta geçenlerde babasına, hatırlamıyorum bişey için sinirlendi içerden dan dun bi ses..meğer bizimki fırlatmış kamerayı..aaa öyle demeyin çok sakindir benim kızım hiiiiç yapmaz öyle şeyler!!!

neyse anlatacak çok şey var aslında ama sıkmayım sizi çünkü en son aldığımız bez pepeenin ağzı niye açılmıyor diye "issyyyaaaeeennnn" etti ve anlatamadım tabii ya da yavruma mantıklı bir açıklama yapmak adına  oyuncağın ağzının ipten yapıldığını ve bu suretle kendisine yemek yediremeyeceğimizi..
ve bunun gibi bir ton örnek..
tabii anası unutmadan yazarsa sizlerde okuyabilirsiniz di mi?
yok yok anada iş yok!

26 Şub 2012

tarihe not

burcu - zeynepciğim burada kaç tane elma var? (kitaba bakarak)
zeynep-hımm 3!
burcu- hadi birlikte bi sayalım bakalım.
         - biiiirrr, ikiiiiii, üüüüçç, dööörrtttt, beeeeeş!
         - kaç mış?
zeynep - 3!

 ------

burcu- zeynep kaç yaşındasın sen?
zeynep-3!
burcu- hayır bebeğim sen 2 yaşındasın.
         - kaç yaşındaymışsın?
zeynep - 3!

-------

burcu - koray saat kaç?
zeynep - 3!
burcu - hayır zeynepciğim saat şu an 1!
         - kaç mış saat?
zeynep - 3!

20 Şub 2012

yemezler!

Arkadaşlar, GDO'lu etin, sütün ve yumurtanın sofralarımıza gelmesini engelleyelim!

kampanya adını çok sevdim "YEMEZLER"!



destekleyin lütfen..

16 Şub 2012

alışveriş mi dedin?

hani bazı anketler vardır bir kelime söylerler, sende sana neyi çağrıştırdığını yine tek kelimeyle "pat" söyleyiverirsin..
işte, sürekli uzayın derinliklerine uğurladığımız cümlelerimizi, bize bahşeden bu kelimelerin en çoook kullanılanlarından biridir "alışveriş" ve şimdi soruyorum;
nedir aklınıza ilk gelen kelime?
"kadın" (di mi?)
yani alışveriş deyince kimsenin aklına "erkek" demek gelmez sanırım (gelmez di mi?)
ok aklına ilk olarak "ayakkabı yada "çanta" gelen vardır ama bunlar kimin aklına gelir?
yine bir "kadının" ..

yapacak bişey yok bizim genetiğimiz böyle kodlanmış evet alışverişsiz yapamıyoruz!
üstelik bunun bir ritüel olması gerekmiyor haa olursa güzel olur o ayrı ama olmasada olur çünkü kadın istedikten sonra tüm imkanları zorlar hatta yaratır di mi canlarım?
şöyleki, asılolan  "almak" olduğundan bizim için sokağa hangi amaçla adım attığımızın pekte bir önemi yoktur hatta bazen neyi aldığımızında bir önemi yoktur çünkü zaten aldığımız herşeye bir şekilde ihtiyacımız vardır!



                   o, arakadaki bebek arabası zeynoşumun, tepesinde asılı poşetleride konuya bağlıyorum anlamadım diyeni yakarım! haa bide balon var orada doğruya..


erkekler üzgünüm ama kadınların yada evin eksiği hiçbir zaman bitmeycektir..
bu bir lavabo pompası, bilmem kaçıncı makyaj çantası yada bir dev aynası (!) olabilir..

peki ben bu konuya nerden geldim diye soracak olursanız..bu sabah alışveriş sitelerine şöyle bir bakarken defalarca kere düşündüğüm "istedikten sonra bizi hiçbirşeyin engelleyemediği" cümlesi tekrar geldi aklıma yani üç beş tuş yetiyordu bizi kendimizden geçirirken kocaların çenesine düşürmeye..
yüzsüz müyüz neyiz ayol?
ama öyle değil işte!!!

bizim tüm bunlara ihtiyacımız var di mi? ve her seferindeyse mantıklı bir açıklamamız.. (bize göre)
neyse ben yinede zaman zaman insaflı olup b.kunu çıkarmamaya çalışıyorum ama alışverişin bir terapi olduğuda kesin ve terapisiz geçen gün, gün değildir diyoooor hepinize her daim alışveriş yapabilecek zaman, güç ve en önemlisi bool bol para diliyorum..
nasıl?
ağzımdan bal damlıyor di mi?

11 Şub 2012

seninleyiz gamze anne..

kaç gündür elim gitmiyordu yazmaya..
hatta daha dün ağlaya ağlaya geçtim klavyenin başına..
kimbilir neler neler dökülüverecekken yüreğimden harflere tuttum kendimi her defasında:(
duymayanınız yoktur sanırım varsada duymalısnız bir an önce gamze anneyi..
evet link yok çünkü ben bile henüz bloguna girecek cesareti  bulamadım kendimde..
kabul korkağım:(
bu gece ise sevgili slingomom, periayda ve esra sert'in, okan bayülgen'in programına katılacaklarını biliyordum ama kaç gündür aklımdan çıkmayan gamze annenin kendisini duyacağımı hiç düşünmemiştim..
o konuşurken tekrar ve tekrar süzüldü yaşlar gözlerimden taaa atakan'ın kalbine..
ama ferahlamıştım sanki bu sefer çünkü artık milyonlar duymuştu gamze'nin sesini..
artık o ve diğerleri daha mı şanslıydı ne?
kimbilir gamze gibi kaç insan, kaç anne, kaç çocuğun ihtiyacı var bize?
unutmayalım ne olur..
hayat kurtarırız belki belli mi olur...

yanındayız gamze anne..

donör olmak için;


Ankara’dan ilik donörü olmak isteyenler: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İbni Sina Hastanesi, Akrabalık Dışı Kemik İliği ve Kordon Kanı Bankası Tel:(312) 508 24 44.
İstanbul’dan ilik donörü isteyenler: Çapa Tıp Fakültesi İlik ve Doku Nakli Merkezi (Hafta sonu ilik verilemiyor, hafta içi 16.00′a dek randevusuz da gidilebiliyor)
İzmir’den ilik donörü olmak isteyenler: Ege Üniversitesi Kan Merkezi irtibat no: 390 40 29 Randevu alarak gidiliyor.

9 Şub 2012

kahve?

epey ara verdik yine nedir benim bu ayarsızlığım bilmiyorum..
ama bildiğim birşey varsa azıcık yazmayanın eli zor gidiyo bir daha klavyeye..
sonra da şekildeki gibi 2 postun arası 2 haftayı buluyor:(
son posta dönecek olursak şükür iyiyiz analı kızlı bi daha hasta olmadan atlatsaydık şu kışı iyiydi..
yine yazasım yok bu aralar havalar mı? yorgunluk mu? ben bilemedim adını sen koy..
valla bildiğin elim kolum kalkmıyor..günler birbirini fazlasıyla benzer takip ediyor..
fotoğrafları bile aktaramadım bilgisayara yani o bile ayrı bir zahmet benim için:(
biliyorum daha kolay yöntemler var ama napıyım teknoloji özürlüyüm barışmadı bir türlü yıldızlarımız..
iyi bişey değil belki ama yapacak bişey yok sanki takip edince daha çok yoruluyorum:(
size şu kadarını söyliyim annemden tek farkım mesaj atabiliyor olmam!
neyse bi ara bol fotoğraflı yani hakkını vereceğim bir post hazırlarım size..
bu seferki bildiğin oyalamaca, kandırmaca, hatırlatmaca, ca ca ca..
herkese keyifli günler..
ben kahve alacağım var mı isteyen?


                                                                 hem azıcıkta dertleşiriz belki?

görsel : cepaynası

Sayfalar