30 Ara 2011

iyi yıllaaaarrr...






kadınlara sürpriz parfüm, krem vs..li kutular gelir banada çikolata dolu bir sepet..
ne yalan söyliyim tam isabet;))

   

ellerim titiriyo resmen ayol tektaş gelse böyle sevinmem..
haa bide dondurmaya dayanamam ben..

 

 

daha kutuları açarken ne ziyanlar vereceğimi kestirebiliyordum ..

                işte zeynoşumun tombik ellerinin, ardındanda damaklarımızın buluştuğu müthiş lezzet..
                   (valla bana söylense böyle güzel bir cümle kıyamaz bi beş sepet daha yollardım;)))
hatta ben olsam bizi ailecek yemeğe falan çıkarırdım..
bak kime söylüyorum hiç oralı oluyo mu??
godivacım orda mısın???
şşşiiitt kızım çıkar parmağını kavanozun içinden!!
ben sokucam..
      
bu da leziz kokulu mum evet evet leziz çünkü kokusundan çikolata sanıp yiyebilir insan yada ben!


  

 eh bizde süsledik tabii ağacımızı neyimiz eksik ecnebiden..
allahın çamı üstelik plastik süsle süsleyebildiğin kadar.. 
hem mutlu anlar yaratırken, renklide kılar yavrucaklarımızın belleklerini..


  biz size sevdiklerinizle birlikte;
fesatlardan, haksızlıklardan, kinden ve kirlilikten uzak,
işte bu çikolatalar kadar tatlı ve süsler kadar renkli
bir dünya diliyoruz..
mutlu yıllar!

26 Ara 2011

LÖSEV-YARDIMINIZ DOKUNSUN!


Lösev yeni bir kampanya düzenliyor ; Facebook sayfası yeni yıla kadar 150.000 beğeniye ulaşırsa 10 lösemili çocuğa bilgisayar hediye edilecekmiş.Lütfen katılın ve mümkünse sayfanızda yayınlayın.Bu çocukların hepimizin desteğine ihtiyacı var.

23 Ara 2011

ıslanmış bunlaaarr..

bildiğiniz üzere nete yazınca milyon tane tarif çıkıyo zaten ..
bende buraya pek sevgili bilmem kimin blogundan aldım diyip link verebilirdim ancak ben biraz ordan biraz burdan derken denedim ıslak kurabiyeyi üstelik haftalar öncesinden ama yazmak bugüne kısmetmiş neyse malzemeler aşağıda;

125 gr tereyag
2 yumurta
1 cay bardagi seker
25 gr kakao
1 cay bardagi siviyag
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

üstünede ne varsa ,
fındık-ceviz-fıstık-damla çikolata-hindistan cevizi
seçin artık..

şerbet için;
1 su bardağı süt
1 su bardağı şeker


eh malzemelerden hamur yapmayı bilmeyenimiz yok di mi????
şerbete gelince suyla yapanlarda var ama ben sütü tercih ettim tavsiye ederim..
yağdanda azıcık kıssak olurmuş sanki..
175 derece fırında 15-20 dakikada hazır oluyo efenim..
ılıkkende bakın tadına derim yada zaten benim gibi boğazınız durmuyosa elinizde durmayacaktır..


çok lazımmış gibi kalori yüklü, yağlı-sütlü bir tarif ..

afiyet olsun..




ama bana afiyet değilde löp löp et olıyı sanki:(

12 Ara 2011

sirk

ilk gidişimiz bir sirke zeynebinde, bizimde..
kalabalık gittik reyhomlarda vardı, güzel geçti..



gösteri başlamadan etraf kararıp  ışık oyunlarıyla yüksek sesli müzik başlayınca, ilk kez böyle birşeye tanık olduğu için bizimkinin gözler bi büyüdü, bi ürktü..  ancak fonda; sürekli ortamın eğlenceli olacağını, birazdan hayvanların çıkacağını anlatıp zeynebin tırsmasına engel olmaya çalışarak susmak bilmeyen ben pek sevimli ayıların çıkışıyla rahatlayarak yavrumuda rahat bıraktım..zaten o saatten sonra zeynom kucağımdan inmeden yaptığı danslar ve alkışlarıyla epey eşlik etti sahnedekilere..


çok hayvanlı bir gösteri değildi ben daha çok olur zannetmiştim.. 
yani zeynebin ilgisini daha çok çeker diye ama zeynoma ayı,at ve kaplanlar yetti bile..bütün akşam onlardan bahsettik..tabii o koca ayının ip atlamasınıda atlamadık:)
yanlız ne yalan söyliyim o hayvancaazlara üzülmedim değil..
keşke doğal ortamlarında yaşama şansları olsaydı..

9 Ara 2011

kara güneş gözlüklü karşılama..

şimdi bilmem kaç ankaralı bloggerın da yazacağı üzere ilk karımız düştü çok şükür..
şu an lapa lapa resmen..
insanın işten kaytarıp , yan gelip yatası ve karı izleyesi geliyor..
hı kahve mi dedin??
evet evet dedim..
o eşlik etmezse olmaz tabii..
gerçi şu anda da  içiyorum kahvemi ama nasıl???
masada, "önce beni bitir" diye gözümün içine bakan işler ve yan gelip yatamamaktan dik durmayı unutmuş sırtımın yüküyle..
neyse bu sabah yine zeyno kızımla acıklı bir ayrılış sahnesi yaşadık:(
genelde o uyuyorken ben çıkıyorum iyi oluyo, arada birde yakalanıyorum ama bu sefer kendim kaşındım!
akşam geç yattığından nasıl olsa uyanmaz diye öpiyim iyice sıpayı dedim ama nerden bilirdim o ahu gözlerin zınk diye açılıp ardından "annnnee"diyerek kendini kucağıma bırakacağını..
tabii hemen çizgi film taktiği denedim tutmadı tüütt (süt) verdim olmadı ama bu arada artık çıkmam lazım zira servis şoförünün sabrınn üzreinde daha ne kadar zıplayabilirim kestiremiyorum artık..ve  tamda bu yüzden son kozumu oynadım! sabahın yedisinde yavrumun içerden "anne ditti" haykırışlarına karışan gözyaşlarına daha fazla dayanamayarak bir cips paketi tutuşturdum eline evet evet cips ardından babası onu oyalamaya çalışırken kaçtım resmen..
bu arada cipsi sadece dışarda görüyo normalde tabiiki almıyorum (tamam belki bi-iki kere kriz anı için almış olabilirim) aslında böyle durumlarda dikkatini başka şeylere çekmeye çalışsamda bazen çaresiz kalıyorum..
zaten o da onu bile doğru düzgün yemiyo..gerçi baharatlıya denk geldi bi kere o zaman iki avuç götürmüştür..
neyse 10 dakika sonra yaptığım tel görüşmesinde yavrucuumun kışın ilk karını güneş gözlüğüyle karşıladığını öğrendim..
nasıl ama?
oto koltuğunda zeynom,
palto-bere-atkı ..güneş gözlüğü eşliğinde anneanneye gitmeye hazır paketlenmiş durumda..
"aaa bak kaaaarrr" diyomuş bide kuzucum..
bu arada bu durum karşısında anneciğim bana;
küçükken benimle başedemeyip sonunda inadımdam, kışın ortasında yine böyle bir karlı havada şortun üstüne platomu giyip dışarı çıktığımı hatırlattı daha doğrusu o yine çıkarmicakmışda pek sevdiğimiz komşumuz bırak yahu bi çıksında görsün diyince ben çıkıp ellerim cebimde 5 dk bekledikten sonra geri girmişim inatmışım beaahh..ne feci:(
gerçi sevgili kardeşimin yanında ben pek bi uslu kalıyomuşum ama;
sen yinde anana çekme e mi kızım??

6 Ara 2011

zeynebin sevdikleri-1


bu da yeni serimiz..
bundan böyle zeynep hanımcığımın döneme ait sevdiklerini de kalem alıyoruz;)
karışık ama ne seviyorsa artık..

                                                       

uzun zamandır durum şöyle;

süüüüüttttt başı çekiyor..
havuç
salatalık
köfte
sucuk(!)
ceviz
ayran
turşu(!)
makarna
şehriye ve yoğurt çorbası
 (bu arada bunları gören çocuk iyi yiyor sanır ama cıkk hiç öyle değil bunlara olan sevgisi ise iki lokmadan ibaret.. anlicaanız yemekle pek arası yok bebekken daha iyiydi ama..)
pepee
kakuu
 (bilgisayarda izlemeye bayılıyo (tabii kurcalıyoya arada ondan))
suyla yada toz şekerle oynamak
(bi kaptan diğerine)
babayla boğuşmak
boyama yapmak
(özellikle dolap-duvar çalışması)
yap-bozlar
pet shop gezmek
(mimlenmek üzereyiz artık almicaklar bizi)
trene binmek
(her türlüsünü seviyoruz)

                                                  

                      aklıma gelenler şimdilik bunlar bakalım zeyno kızım büyüdükçe liste nasıl değişecek..

23 Kas 2011

asansörlere özgürlük!

ya kurbanınız olıyım şu asansörleri rahat bırakın daha doğrusu alışveriş merkezlerindeki asansörleri rahat bırakın daha da doğrusu bize bırakın!!!!
bak arkadaş!
bu asansörler gebeler, bebeler, neneler ve engelliler için yapılmış!!
sen ne arıyosun orada?
80 bin tane yürüyen merdiven var..
eh seninde alin ayağın sağlam maaaaşallah..
e binsene şu merdivene hem ne güzel bak bi neviiiii üstü açık asansör!
yükün çok olur anlarım e hadi çok acil bişey olur anlarım ama alışveriş merkezine zaten gezmeye geliyosun yani vakit öldüreceksin di mi???
e bizim ne suçumuz var?
yani utanmıyosunda bizim elimizde bebek arabası -çantası vs..sen elin cebinde gezmek yada yukarı yemeğe çıkmak için bile asansörü işgal ediyosun!!
yapmayın yaa nooolur biraz insaflı olun biraz aadaplı olun..
off..
yazarken bile içim sıkıldı valla..
bak utanmaza bak haala biniyo!
in çabuk ordan!!!!

pepee


kaç zamandır yazıcam diyorum zeynepciimin pepeesini ama bi türlü denk gelmedi..(hatta artık başka çizgi filmler yavaş yavaş daha çok ilgisini çekmeye başladı bile (doğal olarak)..düşünün artık ne kadar gecikmişim yazmakta..ama tabii pepeenin yeri ayrı)



zeynebin 1 numarası..çok seviyo zeynom çookkk..bende seviyorum..hastayız:) keyifli, renkli, sevimli..tebrikler ayşe şule bilgiç..zeynepcim nerdeyse 1 yıl önce keşfetti pepee’yi (evet kendisi keşfetti yavrum.. ben ondan sonra farkına vardım resmen) küçücüktü o zamanlar jenerik müziğini duyduğunda başlıyordu kıpırdanmaya, çok mutlu oluyordu küçük hanım.. eminim biçok anne bu şirin yaratık sayesinde yemeğini, işini, gücünü rahatlıkla yapıyo hatta belkide o yarım saatte dinlenmeye bile fırsat buluyo.. şimdi bir de dergisi çıkmış aldık birlikte baktık (yaklaşık 2 ay önce!!) (yuh bana yaa)..

hatta pepeeyle, şilanın resimlerini keserek dolabına yapıştırmayı teklif ettiğimizde pek bi sevindi..

                                                              

 
aaah ah bizim zamanımızda nerde böyle pepeeler mepeler bi uçan kazı hatırlarım pazar sabahları olurdu o da..
bilmem ki biz mi şanslıydık yoksa bizim sıpalar mı??

21 Kas 2011

geç kalan post-2

bayramda boludaydık..
zeynebin ışıl halası orda yaşıyor..
böyle bayram seyran vesilesiylede arada bir gidiyoruz ve her gidişimizde mutlaka gölcüğe uğruyoruz..
çok seviyoruz burayı..her mevsim ayrı güzel helede o ağaçlar..bildiğin renk değiştiriyo yaa.. bayılıyorum..

bol oksijen, duru bir göl , yeşilin, sarının, turuncunun tonları mangalsız gitmez di mi?? ha ha ha iğencim ama öyle.. orda mangalsız piknik olmuyo resmen..çoluk çocuk iyi oluyo valla, mevsimine göre kar-güneş-yağmur keyifli yanii.. 


                                                                     çok sevdiği kuzenleriyle..
                                                               arkadaşı zannediyo hepsni o ayrı;)


 zeynebin ikinci gidişi bu...hatta karda abantı da unutmayın derim..  biz bir kere gidebildik yavrucum yoktu o zamanlar umarım bu kış yine gidebiliriz..

huzur veriyor di mi?


                                          fotoğrafa bak be konuşuyo resmen..artık kim çektiyse!?

           bir sonraki bolu gezisinde buluşmak dileğiyle bizi tercih ettiğiniz için teşekkür eder..
                                                                    esenlikler dileriz..
                          koltuklarınızı dik konuma getirip bir sonraki posta hazırlanın..
                                                                   BAYMA BURCU!
            

18 Kas 2011

geç kalan post-1

valla nerden başlasam bilemedim..
sırasıyla;
öncelikle cumhuriyet bayramınızı kutlarım, ardından kurban bayramınızı, ardından atamı anarım 10 kasım vesilesiyle..
dilerim mutlu günler bekliyordur hepimizi, ülkemizi..

en son;

sinemaya gittik demiştimya işte o gece zeynep annannesinde kaldı..ilk defa diceem ama ondan önce birde 14 aylıkken apandist ameliyatı olduğumdan bir gece zorunlu olarak ayrı kalmıştık..
Şimdi ise kalmasını biz istedik yani alışmasını istedik..daha doğrusu hayat bu olurda yine kalmak zorunda olursa yada kalmasını istersek yada kendisi isterse hem ne biliyim karı var kışı var bi başlangıç olsun istedik..zaten en mutlu olduğu yer orası dede ve dayıyla özlem gideriyor, ahali sayısı artıyor üstünede ilgi, alaka, oyunda olunca değmeyin keyfine..

biz sinemaya iş çıkışı gittik, zeynepcim de zaten o gün annannesindeydi..sinema öncesi, arası, çıkışı ve yatmadan önce annemi epey bi baydım (zeynepte benim gibi olursa mıçtım) sanki çocuk hergün annannesiyle değil.. tuhafım yaa..ama işte hani o gün işten dönme vaktimizde de bizi göremeyince huyu suyu değişti mi merak ediyo insan, halbuki ortama zaten alışkın neyse gayet keyifli geçirmiş akşamı..çizgi film, legolar, mamalar derken 23:30 gibi yatmış (tabiiki normalde o saatte uyumuyor ama gündüz uykusu kaçıp geri gelmeside saat 15:30’ u bulunca 18:30’da da uyanınca o saati bulmuş yatması) neyse gece ve sabaha karşı uyanıp “anne” demiş annemin sesini duyuncada “annanne” diyerek suyunu içip tekrar uyumuş bebişim mışıl mışıl..tamda tahmin ettiğim gibi, yani zaten hep annemle olduğundan yadırgamadı tabii yavrum ama hani dedim belki gece gece aklına düşeriz belli mi olur çocuk bu..





ertesi günde işlerimizi bitirip öğlen aldık soluğu zeynocuğumun yanında sonra gezmelere götürdük hatta annannesinide aldık (sağolsun valla ben o kadar yani anam kadar olamam yaaa..isterim o ayrı..allah bin kere razı olsun ondan ne diyim..)



Neyse açık havada güzel bir öğleden sonra geçirdik..çok eğlendi yavrucum.eh onun mutluluğunu görünce biz zaten mutlu olduk..

not:: zeynepcim biliyosun di mi kuzucum tüm bu detaylar ilerde okuduğunda seni gülümsetmek için..(dış ses)
bi gülmede o zaman görüşüceez küçük hanım manyak mıyız detay yazıyoz bu kadar!!! (iç ses)

26 Eki 2011

toprak mı kokar hep bu ülke?

yazmıyım diyorum uzatmıyım diyorum belli işte yüreğimiz yanıyo ağlıyoruz hemde milletçe..düşünemiyorum o fotoğrafları görüpte içi yanmicak yüreği acımicak gözlerine kan oturmicak birini düşünemiyorum..düşünmek istemiyorum..anne olmasamda yanardım ben o çoluğun çocuğun haline annelik değil beni insan yapan..yarım kalan binlerce hikaye, gülmeye doyamayan küçük yüzler, acı haykırışlar..ya gelde ağlama gelde yanma nasıldır bu metanetli insanlar nasıl unuturlar hemen yada nasıl atlatırlar bilmemki..ve evet korkağım ben  gerçekleri görmekten korkan zavallı bi anne! ne televizyon izleyebiliyorum ne gazete okuyabiliyorum ama kaçmıyorum, zihnimde-içimde  hep yaşıyorum biliyorum ben zeynebi oynatırken arkamdaki televizyonda, göçük altında nefesleri tükenen ve o yıkılasıca dağların eteklerinden canımıza adanmış cansız yürekler sesleniyo..
işte böyle yazmıyım diyodum herkesin yazdığı düşündüğü belli diyodum o yüzden diyodum dua edelim yardım edelim..biliyorum çok insan var yardım için çırpınan ve yine biliyorum ki o gözü yaşlı çocuklara oyuncak geldiğinde susacak ama annesizliğin acı çığlığı ömür boyu yakasını bırakmicak yada evladı gittiyse kurtulduğu güne aldığı nefese kimbilir ne lanet edecek o çırpınan anne..
ne boş di mi? ne garip bi hayat sürdüğümüz..
hemde nasıl gerçek..
..ve tam ortasındayız işte bu gerçeğin..
ne bu yıkılan hayatlar, ağlayan topraklar ne de bağrında kor taşıyan analar keşke gerçek olmasa di mi tüm bu yaşananlar..

17 Eki 2011

one day

cuma akşamı koray’la gittik bu filmi izlemeye..çoook uzun zaman olmuştu sinemaya gitmeyeli..iyi oldu..öcesinde bi yemek ardından filme girdik..haa üstelik bide “love seat” de oturduk ha ha!
                                                                      güzel bir filmdi..


Bi kere “one day” bence bir film için yeterince güzel bir isim..filmde güzeldi gerçi araya bu kadar uzun zaman girip sinemaya hasret kalınca ne olsa iyi giderdi..güzel işlenmiş bir hikayeydi, anne hathaway doğru seçimdi (bilirkişiye bak..) patricia clarkson (esas oğlanın annesi) çok zarifti..jim sturgess lütfen saçlarını kısa kullan (yerine başka bir aktör? tartışılır) dönem detaylarını güzel vermişlerdi hoşuma gitti.. kitabını okumamıştım ben ama fazla detay barındırdığından sıkılanı duymuştum ..



filme gitmeyenleriniz vardır diye fazla yazmıyorum ama ağladım tabii sonunda ehh o da işin şanından.. gerçi beni ağlatmak zor değildir zaten ota b.ka ağlayabilirim ya (o da insan olmanın şanından) neyse üstteki ve alttaki resimler gibi sahnelerde güzeldi..


iz bırakır mı sizde bilmem ama keyifli vakit ve biraz duygusallığa birebir helede dışarda yağmurlu bir sonbahar günü varsa..

12 Eki 2011

zeynodan seçmeler 3

tüüt      = süt (bayılıyorum söyleyişine)
mamuu = yağmur
adiis     = aziz
aadede = aydede
adoo    = alo
daay    = gel
uuçç    = üç
doort   = dört
boon    = mor (bunada)

6 Eki 2011

bahçedeydik..


Pazar günü bahçedeydik..uzun zamandır uğrayamamıştık aslında koray'a kalsa daha sık gidecez ama yazın çok sıcaktı, bana zor geliyodu bide tatil falan derken anca gidebildik..
ilk dikilen ağaçların bir kısmı filiz vermediğinden yeniler dikilmişti şimdi hem eskiler hemde yeniler yeşillenmiş.. canlarım benim..
hem artık bekçimizde var..
(şöyle oluyo bizim gibi orada bahçesi olan (ki çoğu tanıdığımız) kişilerinde bahçesine bakıyor..)


                            (bunu okuyanda benim topraktan, bitkiden anladığımı sanır..yani siz sanın tabiide işin aslı öyle değil yani yavaş yavaş öğrenicem bende gide gele..aceleye gerek yok)

       

koray bi güzel suladı hepsini.. bunlar gibi bikaç sıra daha ağaç var..
ah bi büyüsün meyva versinler sizede yollarım ;)
seneyede organik organik domates, salatalık falan yeriz artık..
mesela neden bi nutellanın yada patates cipsinin organiği yoktur ki..
düşünün bi nutella damlıyo dallardannn..hımm..

kahvaltıyıda orda yaptık hava çok güzeldi tam bir bahar havası öyleki zeynom biraz hasta olmasına rağmen götürdüğümüz kovası ve küreğiyle toprakla epey oynadı..

bak-bak hiç kafasını kaldırıyo mu bi de anaya bak 32 diş meydanda..

4 Eki 2011

H&M

                           yok yok valla giyim kuşam yazmicam hani açıldıya Ankara'ya.. uğradikta bi..

                          eh aldıkta bişeyler ama benim başım neden halaa göğe ermedi anlamadım!?

3 Eki 2011

kankili kahvaltı..

 cumartesi günü geç yapılan sakin, bol muhabbetli bi kahvaltı iyi geldi reyhocuuum' a da banada..
                                                          o yüzden şiddetle tavsiye edilir..


                                                                ay simit koktu resmen ayol:)                     
                                          

zeynep o gün babasıyla gezmeye gitti döndüğünde adayla birlikte oynadılar..
ada'nın getirdiği kalemler elini boyamış.. sonrasında  aklına geldikçe elini göstererek "anne ada!"  diyerek dolaştı..
zaten bizimkine ada gibi abalar (ablalar) olsun yetiyo..bayılıyo ablalara öyle ki oyuncaklarından birinin adınıda "aba" koydu:)

30 Eyl 2011

kitaplarımız

                                                    kaç zamandır hazırlamak istediğim bir post..
                                                         buyrun kitaplarımızdan bir demet..



                                        Tracy HOGG bitmek üzere sırada Haluk YAVUZER var..

                                                   Bu kitabı bi solukta bitiricem sanırım..

 bunu zaten bilmeyeniniz yoktur.. koca kitap bedava hemde Prof.Dr.SPK'nin diye (SJP gibi oldu..Sarah'yı diyorum) olaya direk atlarken dıttırı yayıncılığın yakamı aylarca bırakmayacağından haberim yoktu tabii..

bunları zeynep'in Işıl halası Amerika'dan gelirken getirdi..kitabı hareket ettirince görsellerde oynuyor..
                                                              çok hoşuna gitti zeynomun..

bu kitapların içindekiler çok eğlenceli ancak fırsat bulup anlatımları  hayata geçirebilirsem bir sürü renkli ve masrafsız oyuncak yaratabilirim..
dış ses : fırsatım olursa dedim ama di mi??
iç ses : fırsatmış!!içinde olacak insanın içinde..aslında bi gecede bile bitirebilirsin ama marifet -beceri ister bunlar burcu hanım..peahh!!



hayvanlara bayılıyo zeynep..sadece iki kelime bildiği dönemlerde bile tüm hayvanları tanır, hepsinin taklidini rahatlıkla yapardı..


                                                      meşşhur kakuu (caillou) ..bilenler bilir..
     yaratıcısı, eminim şu dakikalarda satın almış olduğu bilmem kaçıncı malikanesinin bahçesinde bilmemneli     kokteyl içip bizim bu postları okuyordur!


bu kitaptan başlarda bi çekindi ama sonraları sevdi..hatta öyleki doktora gitmeden önce bi an işe yarayacağını sanmıştım ama cık! gerçi doktorumuzda keldi yani çocuk naapsın..bi kitaba bakıyo sonra bizimkine cık!

                                               
                                                        ve müzikli kitabımız keyifli bi kitap..
                                                       internetten çok uygun fiyata almıştım..
bunlar dışındada var tabii kitaplarımız arada bir değişik değişik okuyoruz özellikle yatarken..ancak masal kitapları kıvamına yeni yeni geliyoruz..umarım birazcık büyüyünce ben okurken o da rahatlıkla uykuya dalar..
                                                   ne?? uyku mu dedim?? dedim di mi?

Sayfalar