30 Eyl 2011

kitaplarımız

                                                    kaç zamandır hazırlamak istediğim bir post..
                                                         buyrun kitaplarımızdan bir demet..



                                        Tracy HOGG bitmek üzere sırada Haluk YAVUZER var..

                                                   Bu kitabı bi solukta bitiricem sanırım..

 bunu zaten bilmeyeniniz yoktur.. koca kitap bedava hemde Prof.Dr.SPK'nin diye (SJP gibi oldu..Sarah'yı diyorum) olaya direk atlarken dıttırı yayıncılığın yakamı aylarca bırakmayacağından haberim yoktu tabii..

bunları zeynep'in Işıl halası Amerika'dan gelirken getirdi..kitabı hareket ettirince görsellerde oynuyor..
                                                              çok hoşuna gitti zeynomun..

bu kitapların içindekiler çok eğlenceli ancak fırsat bulup anlatımları  hayata geçirebilirsem bir sürü renkli ve masrafsız oyuncak yaratabilirim..
dış ses : fırsatım olursa dedim ama di mi??
iç ses : fırsatmış!!içinde olacak insanın içinde..aslında bi gecede bile bitirebilirsin ama marifet -beceri ister bunlar burcu hanım..peahh!!



hayvanlara bayılıyo zeynep..sadece iki kelime bildiği dönemlerde bile tüm hayvanları tanır, hepsinin taklidini rahatlıkla yapardı..


                                                      meşşhur kakuu (caillou) ..bilenler bilir..
     yaratıcısı, eminim şu dakikalarda satın almış olduğu bilmem kaçıncı malikanesinin bahçesinde bilmemneli     kokteyl içip bizim bu postları okuyordur!


bu kitaptan başlarda bi çekindi ama sonraları sevdi..hatta öyleki doktora gitmeden önce bi an işe yarayacağını sanmıştım ama cık! gerçi doktorumuzda keldi yani çocuk naapsın..bi kitaba bakıyo sonra bizimkine cık!

                                               
                                                        ve müzikli kitabımız keyifli bi kitap..
                                                       internetten çok uygun fiyata almıştım..
bunlar dışındada var tabii kitaplarımız arada bir değişik değişik okuyoruz özellikle yatarken..ancak masal kitapları kıvamına yeni yeni geliyoruz..umarım birazcık büyüyünce ben okurken o da rahatlıkla uykuya dalar..
                                                   ne?? uyku mu dedim?? dedim di mi?

27 Eyl 2011

hepimiz kadınız..

cumartesi günü birkaç kız arkadaşımla çocuksuz program yaptık..çarşı pazar gezip üstüne özgürce yiyip üstüne bi güzeeell dedikodu yaptık..iyi gelir bilirsiniz..
önceden olsa kulağa çok sıradan gelen bu program şimdilerde tabiiki daha kıymetli..ama neden??

çocuğum var diye değil çocuk sahibi olduktan sonra yaşadıklarımın ne denli değerli olduğunun farkına daha rahat vardığım için..çünkü biz çocuklular bi şekilde elimizde olmadan yavrucuklarımızdan yakındığımızdan zannederlerki çocuktan sonra kayıyor hayatımız aslında öyle değil yani kısmen..
tabiiki bi adaptasyon dönemi yaşıyosun şöyle ki;
yerçekimine direnen göz kapakların yüzünden uzun süre zombi gibi dolaşıyosun yada yürüdükçe daha önce hissetmediğin yağlarının varlığıyla hayrete düşüyosun, bi süre daha bi evcil oluyosun işte bu dönemde kendinden bile şikayet ediyosun..

ama bilir misiniz ki biz aslında kucağımızdaki o bebeğin sıcaklığıyla hafifleyip yağlarımızı, geceleri uyandığımızda arada bi mutfakta aşırıp uykusuzluğumuzu eve sinen bebek kokusu yüzünden dışarıyı unuturuz...

şimdi bi kısmınız peahh diyor ama hakikaten çoğu zaman durum bu..
çünkü aşık oluyosunuz ve ondan ayrılmak istemiyosunuz..onun için herşeye gözü kapalı katlanıp bunuda mutlulukla yapıyosunuz..

aslında şunu söylemek istiyorum evet kolay değil evlat sahibi olmak acaip bir sorumluluk..
ama biçok şeyi onun sayesinde anlamlandırırken daha iyi görür daha çok şükretmeyi öğrenirsin..
yani bundan 2 sene önce aslında sırf üşengeçliğinden yapmak bile istemeyeceğin bir programa şimdi benim gibi depar atarak gidersin çünkü kıymetini bilirsin:))
zaten anne olsun olmasın alışveriş, yemek ve dedikoduya hayır dicek kadın tanımıyorum..

bu arada "anne" ve "kadın" kelimesini aynı cümlede kullanmışken hemcinslerimede azıcık dokundurup bitiriceem..
bakın çok değerli hanım arkadaşlarım..
zaman zaman okuyorum bazen duyuyorum eh bazende yaşıyorum tabiii..
aslında birbirimizi yermek yada hasetlenmek yerine tecrübelerimizden faydalanmaya ve bir diğerini anlamaya çalışsak yani "ota b.ka"  kıyasa gitmesek,  herşey daha kolay olur di mi???

bu sebepledirki önce kadın olduğumuzu,  ihtiyaçlarımızın aynı olduğunu ve biz istediğimiz sürece sıfatlarımızın değişebileceğini unutmayalım..

yani neymiş anne olsakta olmasakta kadınız ve çoğumuz aynı şeyleri yapmaktan ve yaşamaktan hoşlanırız..

yine;

yani neymişşş???

istediğimiz an zombi istediğimiz an heidi (klum) olabilirmişiz..

tamam naomi olsun (o da "i" ile bitiyo)

ha ha!

26 Eyl 2011

tarihe not-1

boyalarıyla üzerinde sanatsal çalışmalar yaptığı dolabı göstererek;
"zeynep; annannne mi yaptı bunları?" diye suçlarcasına soran annesine;
"been! ben!" diye annanneyi korumaya çalışan bir ifadeyle dürüstçe davranan kızıma aslında bu dürüstlüğünden ötürü çoğu zaman kaybedebileceğini büyüyünce anlatmalı mı bilemedim..

20 Eyl 2011

affet beni kızım

dün akşam halanlara yemeğe gidecektik beybaban gelmişti ankaraya,  işten eve gelince hemen hazırlanıp çıkmamız gerekiyordu ancak sen yine giymek istemedin üstünü haklıydın anlatamıyorduk çünkü vakit geçiyordu trafiğin en feci saatleriydi ve bizi bekliyorlardı, oyalanmamalı hemen çıkmalıydık..
ama sen nerden bilecektin tabii bunları.. araya sıkıştırılan 3 dakikalık oyunun yarım kalmıştı bi kere..ama yoktu vaktimiz işte..neyse bağırış çağırış bi iki parça giydirdik sana ama tabii asıl giymen gereken göleği değilde üzerine boleroyu boş giyince göbüş ve bel kaldı açıkta..
sonra arabada başladık didişmeye zaten koltuğuna oturmayı reddediyosun eh bi yandanda üstüne daha doğrusu boleronun içine giymen gereken gömlek elimde inatlaşıyoruz senin dediğin olamaz küçük hanım diye zorla giydirdiğim gömleği daha elime aldığımda başlamıştı vicdan azabım ve anlamıştım olayın nereye gideceğini nasıl pişman olup kahrolacağımı ama yayımdam çıkmıştım bi kere..olmadı işte anneydim ben, benim dediğim olmalıydı..sonra hep zorluk yaşardık senin dediğin olursa kölen oluverirdik di mi ama..
hoş senin dediğinde oluyordu bazen ama şimdi olmamalıydı nedense..inatlaşacağı tutmuştu annenin..
aslında öyle bi anne değildim  üzmek,  inatlaşmak bana göre değildi, despot değildimki ben..
sonra ağlatarak giydirdim o gömleği sana..sen ağlarken tutup çekiştirirken üstündekini bende başladım ağlamaya..
kendime kızdım yediremedim.. ama annelik=manyaklıkya resmen.. sonra naaptım biliyor musun? baktım boleronu tutuyosun belliki sadece onu giymek istiyosun o bir saattir işkence çekerek giydirdiğim, onun yüzünden sana bağırdığım seni ağlattığım gömleği çıkardım üstünden ve dayanamayıp istediğin gibi giydirdim tekrar ve bu sefer başladım resmen böğürmeye çok ağladım nefret ettim kendimden üzdüm diye seni..
kendim bile inanmazken zorlamayla olmayacağına, sırf büyük olduğum, sırf annen olduğum için sana istediğimi giydiremeyeceğimi bildiğim halde senin hissettiklerini hiçe saydığım için iğrendim kendimden..
çok ağladın benim yüzümden, çok üzdüm seni affet zeynebim şimdi öyle üzülüyorumki dedimya henüz onu sana giydirmeye başlamadan yer etmişti vicdan azabı yüreğime..

biz büyükler kimbilir kimlere sözümüzü geçiremediğimizden onlara "küçüklere" geçirmeye çalışıyoruz sözümüzü, kimbilir kimlere kızıp onlardan çıkarıyoruz öfkemizi kimbilir kimler yoruyorda bizi onlara yüklüyoruz bu hallerimizi..
ben kendimi affetmicem bebeğim belki birgün sen okurda affedersin beni..

14 Eyl 2011

iyiki doğdun kızım...

pazar günü canımın, yavrumun, zeynebimin 2. yaşgünüydü..
hakikaten çok çabuk geçiyo zaman..
1 hafta önceden başladım ufak ufak bişeyler hazırlamaya ve alışverişe ama öncesinden zaten kafamda tasarlamıştım..bi kere henüz küçük olduğundan ve yine onun rahatı için evde kutlanacaktı doğumgünü.
                                                                           

                                          bardakları dantellerle süsledim ve uğraşırkende çok keyif aldım..




                 zaten üstteki beş resim eder bi resim ama hepsini koyayım istedim bi hoşuma gittiler..

2.yaşa özel kalpli konsept :)

                                                         bunların akıbeti ayrı bir post konusu..

                             üsttekilerse almayı son güne bıraktığım için gıda boyası yerine böğürtlenli sosla buluştular..allahtan herkes memnun kaldı:)



geçen yılki pastamıza ilk doğumgünümüz olduğundan, olanca görgüsüzlüğümle bunun nerdeyse 3 katı para verdim..bu yılki pastamızı daha mütevazı bi yere yatırdık eh biraz alaturka olmuş ama baya lezzetliydi..

          aşağıdaki fotolarda göreceğiniz üzere bu şirin kostümden kızımın üzerinde eser yok!!!çünkü ne tacını ne de kanadını takıp bi poz verdi :-(( ama haklı yani kendimizi tatmin ediyoruz yok elbiseler, süslemeler, yemeler yani bunların hiçbirinin zeyneple alakası yok şöyleki elbisesini yine zor giydi hatta misafirlerimiz girmek üzereyken damla geldi yanıma "yenge zeynep elbisesini çıkardı" diyerek (odasında oynarlarken çıkarmış zaten zor giymişti..bu arada küçük hanıma ayyakbıdan geçtim çorap bile giydiremedim o gün) neyse halasıyla babası zar zor giydirdiler artık tabii yine bi ağladı..neyse elbise maceramız böyle, pastasındanda yemedi ehh dantelli bardaktanda bişey içmediğine göre doğumgünü yine tabiiki büyüklere yaradı.. onu da doğal olarak bir oda dolusu balon ve oyuncakla çocuklarla oyanamak mutlu etti.. ama işte anneler ne ister kızı ilerde kendine adanan bu blogu ve fotolarını görünce sevinsin değer verildiğini bilsin isteeeerrr...yoksa çocuğuma kanat takıp fotoğraf çekicem diye kendimi paraladıysam var yani bi sebebi..haa başarılı oldum muu??? hayır! neden?? çünkü uğraşacak vaktim yoktu zor yetiştirdim zaten herşeyi hatta aneme ben hallederim diye ahkam kessemde öyle olmuyormuş; kadın tüm gün evinde zeynebe baktı bizde alışveriş vs..ama son anda bide bana koşturdu sağolsun o toparladı neyse halletik şükür..

zeynepcim epey utandı ama haklı karşımızda 15 kişi fotoğraflıyordu bizi ki ben bile utandım çaktırmasamda  ;)



zeynep çok mutluydu, çok eğlendi o akşam, en çok ona seviniyorum çünkü hazırlıklar yüzünden doğumgünü olmasına rağmen hiç ilgilenememiştim bebeğimle..
                 gelelim zeynebi azıcık sakin yakalamışken peşpeşe fotolanmaya..çünkü fotoğraf çektirmeyide sevmiyo hatta dedesi bile bu işte usta olmasına rağmen zeyno objektife bakmayı reddettiğinden çekerken zorlanıyo..umarım cimcime büyüdüğünde severde yormaz bizi ..yukarda canımız annannesiyle..


                                                          sevgili halası ve damla ablası
                                    canım dostum, sarı şekerim, bernoşum ve yakışıklı oğlu berk deniz..

                                                                       kankiyle magazin pozu..

veeeeee işte bu!
yılın fotğrafı:))
dayısı, babası, annesi, dedesi, annannesi ve zeynep..
gerçi zeyno kızım güzel yüzünü yine esirgedi bu karede de ama olsun ordaya yeter!

canım kızım sana sağlıklı, mutlu, başarılı ve bizimle geçireceğin upuzuuuunnn bir ömür diliyorum.
İYİKİ DOĞDUN!!!

13 Eyl 2011

nice yıllara ada..

haftasonumuz pek bi hareketliydi cumartesi ada'nın pazarsa zeynomun doğumgününü kutladık bilmeyenler için ada sevgili kankim alışveriş danışmanımız http://alisverisdanismani.blogspot.com/ reyhonun büyük kızı..
                                                                   kuzumun cicileri..

                          ancak evden çıkmadan bi huysuzlandı çünkü  hazırlanmamız vakit alınca sıkıldı sonrada elini yüzüne kapatıp kendine uygun bi köşe bulup küsme taklidi yaptı cimcime.. zaten elbiseyide çok zor giydirdim ilk seferinde istemedi çıkardı ve tartıştık küçük hanımla daha doğrusu tartıştım daha doğrusu tüm site çığlığımı dinledi sonra baktıki olacak gibi değil aldı eline elbiseyi getirdi giydirde kurtulayım der gibi :)yok yok aslında anladı üzüldüğümü ve gönlümü alır gibiydi gülümserken neyse giydi ama bu seferde ben anca hazırlandım eh sıkıldı tabii bu arada, çünkü her seferinde hadi çıkıyoruz diyip bi türlü çıkamayan bi anne vardı karşısında o da bıktı ve başladı dergileri dağıtmaya..


annem olmasa zor çıkardık gibi geliyo neyse oraya gidip parkı ve çocukları görünce keyfi yerine geldi üstelik palyaçomuz bile hazırdı..



güzel geçti günümüz..hem büyüklere hemde küçüklere iyi geldi bu organizasyon..o yüzden arada bi ayarla sen böyle cicim kankim biz kızlarla çocukları bırakır geliriz:)








..veee prenses ada'ya sağlıklı, upuzuuuuunnn bir ömür diliyorum..
nice yaşlara..

davutlar milli park

işte size bayram  http://balbocuuum.blogspot.com/2011/09/gecmis-bayram-olur-ki.html postumda bahsettiğim kuşadası-davutlar milli parkından birkaç foto..
                                                                      zeynep ve kuzeni alican..

                                   zeynep ve arkada en büyük kuzeni doğaç ve en küçüğü bilgecan..

                                                                     denizine bayıldımmm..




bunlarda ormanda yaşayan yaban domuzları:)
ailelerin konuk gelmesine alışmışlar ööyle ormanın kıyısından geçiyorlar arada bir yada verirsen karpuz kabuğu tüketiyorlar..anne domuz, yavruları yesin diye diğer domuzları yaklaştırmadı ve atılan tüm kabukları yavrularıyla birlikte yedi..
her canlıda, her ortamda ve her zaman annelik işte..(ağlıcam şimdi)

Sayfalar