26 Ağu 2011

kaşçı ı- 2

varsa okumayan önce buyrun bi bunu okuyun..

http://balbocuuum.blogspot.com/2011/06/kascc.html

ya lütfen biri şu kaşçııya hayatta benim kaşlarımdan daha önemli meseleler olduğunu çıkıp anlatsın nooluurr..
açlık, işsizlik, istismar ne biliyim işte..

gerçek bi sorun!

sanane bozdum yine var mı??

hem ben zaten sana bunları düzeltesin diye veriyorum o parayı ki artık vermiyorumda çünkü gitmiyorum..
zira kendisini 3. görüşümdü ki artık görmicem!
hem kendi kaşçıım yoğun diye gitmek zorunda kalmıştım ona:((

kurdelalı taç üstüne nemrut surat üstüne bi ton laf!

üstünede para patlat ohhh..

yok öyle..

hah otur şimdi kendi kaşlarını parlat!!

ohh  be!
***
bu arada linkim nasıl???
yaptım işte yupiii;))
aslında iconların hepsi açık değilmiş ondan.. yani becerilmicek bişey değilmiş hakkaten
***


20 Ağu 2011

5.yıldönümümüz..

"eh insan uzunca bi yolda yanyana olunca, bazen siyahla beyaz , bazen tatlıyla tuzlu bazende geceyle gündüz gibi oluyor, ancak bazense browniyle dondurma, denizle güneş, birayla çerez gibide tamamlıyor.. " demiştim korayın doğumgününü kutladığım iyiki doğdun (28 Haz.)postumda
(kabul bilemedim - bulamadım - beceremedim linki)

güzelde demişim, ne de çabuk devirmişiz beş yılı birde dünya tatlısı bi yavru sığdırmışız (hoş beş yıla beş tane sığdıranı bile vardır tamam üç olsun)ne de iyi etmişiz..

bi solukta geçerken hayat tükenirken ömürler seninle tükensin istiyorum..

bugün olsa yine "evet" sana..hemde yıldızlı:)

seni gerçekten çok seviyorum..



16 Ağu 2011

çantaya geeell!

ey ahali sizlere çok sevgili ve çılgın kankimin yine kendisi kadar eğleceli blogcuunda http://alisverisdanismani.blogspot.com/ vereceği hediye çantayı duyurmak istedim aslına bakarsanız bu duyuru karşısında çanta benim ama halaa kimsenin haberi yok:-)))
hehhe he he!!
yok efendim blogunuzda duyurun yok blogcuuma buyurun seni gidiii..
neyse hadi hadi biliyosun duyuru çanta için değil okunası blogcuun içindi..

***vay arkadaş notere bak; bahadır!?

15 Ağu 2011

yorucu bir haftasonu..

zeynoşum ve bizim için epey hareketli bir haftasonuydu..cumartesi sabahı rutin kontrolu vardı, kontol amaçlı kan tahlilide verdik..çok şükür herşey yolunda:) ama tabii muayene olurken ve kan verirken kuzum çok ağladığından epey sancılı dakikalar geçirdik:(
büyüdükçe hakikaten herşey daha zorlaşıyo sanırım..aslında muayeneye elimizde "doktora gidiyorum" kitabımızla gittik..yani günler öncesinden alıştırmaya çalıştım, sevdide kitabı zaten uzun zamandan beri vardı bu kitabı arada bir okuyoduk o yüzden bi ara gerçekten kitap işe yarayacak sandım (ne komik di mi?) ama kitaptaki doktorla bizim doktorun tipleri biraz örtüşse yada bizimkinin azıcık saçı olsaydı farkeder miydi merak ettim doğrusu!

neyse bir doktor macerasınıda savurduktan sonra zeynebimi mutlu etmek için cepada aldık soluğu..ben akşama gelecek minik misafirimize hediye bakarken o da jokerde vakit geçirdi babasıyla ardındanda meşhur baharatlı köftesinden ısmarladık küçük hanıma..

akşamsa yemeğe misafirlerimiz vardı 4 yaşında birde erkek çocukları..oldukça hareketli bir çocuk olmasına rağmen iyi idare ettiler yani aradaki aksaklıkları (saç çekme ve kafaya oyuncak indirme vb.)saymazsak zeynebin eğlendiğini düşünüyorum ancak gelin görün ki dünde biz başka bir arkadaşlara yemeğe davetliydik..

kızlarımız arasında sadece 3 gün var (tahmin ettiniz mi bilmem ama kadın kadına bu yaşta mı başlar anacım eziyete) tek sıkıntı oyuncak paylaşamama daha doğrusu bizimkinin elini attığı her oyuncağı minik ev sahibemiz elinden almaya kalkınca ve ikisi çığlıklar eşliğinde iki yanından yapışınca oyuncağa varsa bunların elinden alabilecek bi babayiğit çıksın meydana..yani oyuncaklarla rahatça oynamak hayal oldu zeynep için:( zaten bir önceki günden (eline bakıp kan alınan yeri gördükçe uff ufflayarak)doktor kontrolünü hatırlayan zeynebim için haftasonu kabusu bitmemişti henüz çünkü ilerleyen saatlerda maruz kaldığı bikaç güreş girişiminide ustaca savurmak zorundaydı ki bensiz olacak gibi değildi..neyse herkes kendi köşesine çekilip haşlanmış mısıra ardındanda dondumaya dadandıktan sonra benden mesudu bulunmazdı artık zira totomun koltukla buluştuğu dakikalarda bende bir bardak çay içebilmiştim sonunda..
görüldüğü üzere bir haftasonu daha böyle hareketli geçtikten sonra ince bir sızı eşliğinde aklımda sadece zeynebimin ne kadar yorulduğu ve ağladığı kaldı..
ya sanırım çocuklar ebeveyinleri olmadığında daha az zarar görüp daha mı mutlu oluyorlar ne;)

demem o ki şimdi annannesiyle koyun koyuna, kavgasız, iğnesiz, doktorsuz(saç?!) ve hemcinssizz mutlu mutlu uyuyordur..

12 Ağu 2011

zeynep didim'de

didim'de 10 gün kaldık, sıcağa rağmen güzel bir tatildi (klimalar sağolsun).
giderken yanımızda damla ablası olduğundan yolculuk zeynep için daha renkliydi..
işte balböcüümün yol halleri..





varanda mola..


lokuma geeelll!!



uzun zamandır, araba her durduğunda ve ineceğimizi anladığında sevinerek biidddttii:))
diyor.



tatilin en sevdiği kısmı kumdan yapılan kaleye yada minik havuzlara su taşımak oldu:))denizin içindeyse sürekli kucağımızdaydı ayağını basmak istemedi ürktü biraz o yüzden kıyıda kumla oynamak daha fazla hoşuna gitti..

zeynep beybabasıyla..
daha öncede yazmıştım dede değil beybaba diyor torunlar bizim kayınpedere..bu arada azıcık kırptım fotoları..


zeyno kızımın ilk bisikleti..


babası,zeyno ve dambişş..çok sevdim ben bu fotoyu..





.......veeeee tatili anlamlı kılan, tamamlayan hatta tatil şart değil her an tüketmeye hazır olduğum DONDURRMMAA..ailecek hastasıyız;)

hatta kapanışı yaparak postu bile anlamlı kıldı bence:))

sizce?





















9 Ağu 2011

biz geldiikk..

Epey zaman oldu di mi?
valla bi kendimi toparlayıp yazamadım daha doğrusu yazmak değilde fotoları ayarlamak sorun neyse hallettim şükür..bi de hakkaten araya zaman girdikçe bi zor geliyo insana eli mi soğuyo nedir? ("eli soğumak!")
neyse bol fotolu bir post sizi bekliyor..

Ilgazla başlıyoruz efenim..
üç aile gittik, serin serin yedik içtik, iyi geldi zeynomada dağ havası ama tabii öyle bi mayışıyım, oksijen çarpsın, bi sersemliyim yok yani kıçı yine yer görmedi:)


otele varmadan yolda kahvaltı ettik..
bide küçük havuz vardı, içindeki balıklar sayesinde sadece iki lokma yedi yani o eldeki içi tereyağlı ballı ekmeğin dörtte üçü yine annenin midesine gitti:(


azıcık kurcalama olacak tabii..


gideniniz vardır elbet, mountain resort'de kaldık, çok güzel, huzur dolu görünüyor değil mi? (bakın aslında bende türkçeyi nasıl kullanacağımı iyi biliyor ancak yazarken kolaya kaçıyorum)


şimdi diyorum yine orda olsak keşke..






herşeyimsin, ince ruhlu, güzel kızım benim..




burayıda bir önceki gidişimizde keşfetmiştik, balbööccümm karnımdaydı o zaman..
doğanın, yeşilin göbeğinde alabalık keyfi..



DÖNÜŞ YOLUNDA



havuç canavarı, çok seviyoo..





senide yerim, gözlüğünüde!

sırada didim var..













Sayfalar