28 Haz 2011

iyiki doğdun!

bugün doğumgünü koraycıımın:-)

sanki buraya ne yazsam olmicak, ne desem eksik kalacak yada abartılı olacak gibi geldi..

eh insan uzunca bi yolda yanyana olunca, bazen siyahla beyaz , bazen tatlıyla tuzlu bazende geceyle gündüz gibi oluyor, ancak bazense browniyle dondurma, denizle güneş, birayla çerez gibide tamamlıyor..

bi dakka yaa!!!!

bu yıldönümü için ideal bi yazı başlangıcı resmen, bunun devamını ağustos 20 de getiriyim ben..
hay aklımı seviyim:-)

sana da;

çok mu arabesk olur bilmem ama “seni anan benim için doğurmuş” diyim koca bey:-)

şuna bak yukardaki girişle alaka kalmadı..
insanoğlu böyle işte..

bak yine uzattım..
tamam tamam sana bizimle birlikte mutlu bir ömür dilerimmm
nice yaşlara sevdiceğimmm:-)

27 Haz 2011

parktayız..

yeni evin yakınlarında güzel bi park keşfettik..
gerçi etrafta park çoook..
sitemizin parkı biraz ufak.


burda çocuk başına neredeyse bir kaydırak bir salıncak bir ondan bir bundan birde şundan düşüyo bu duruma zeynep pek bi bayıldı..
ama yinde bi ara hepsini bırakıp ablaların abilerin peşine takıldı olmadı etrafta koşturarak enerjisini boşalttı.
tabii peşindende ben..

23 Haz 2011

kaşççııı

ben iyi bir kaşçıı buldum diye sevine sevine dün 2.kez kapısını çalarken kendisinin beni bi dövmediği kaldı:-(

başlayalım efenim;

burcu; kendide zaman zaman yarasına merhem olabilen, yani zart saç zurt kaş diyip iki günde bir kuaförün yolunu tutanlardan olmamakla birlikte saçlarını kestirdiğinden beri arayı iyice açmış ve her gidişinde saçı belini dolayan, bıkmadan o koltukta 8 saat oturan ve kendi gibi 5 dakkalık işi olanları dara sokan saçlıları gördükçe vermiş olduğu doğru karardan dolayı kendini her seferinde bi kez daha tebrik eden bebeli bir kadındır...

yine bir iş çıkışı yorgun argın hatta gözünde büyüte büyüte ama kadın olduğunu birkez daha hatırlayıp bundan bi hafta daha kaçamicanın ayırdına varıp kaşçının yolunu tutar..



burcu - merhaba
kaşçıı - ay şu mesajı bi bitiriyim (elinde cep telefonu)
burcu - tabii tabii sorun yok.

neyse burcu yerleşir, kaşçı mesajı bitirir..
ve işlem başlar,bi yandanda sohbet gelişir;

burcu - en son size gelmiştim (gülümser)
kaşçı - ama bu kısımlar??? (memnuniyetsiz ve kaşın 40 yıl baksam anca
farkediceem bi kısmını göstererek)
burcu - gelemeyince kendim toparladım azıcık (ki arkadaşlarımın bile kaşını
almışlığım vardır hani anlarım yanii)
kaşçı - bu bozulmuşş amaaaaa.. (çıtır türkçesiyle yaya yaya)
(ikna olmadı hala, başka kuaföre gittim sanıyo)
burcu - ıgh mıghh çokta ellemedim ama ( koltukta giderek
küçülmekte olan ben)
kaşçı - şuralar dolsun!(yine kaşın bi bölümünü göstererek)
burcu - hı hı olur (sabretmektedir)
kaşçı - şuralar şöyle olur o zaman buralarda böylee..(devam etmektedir)
burcu - hımm tabii iyi olur..
kaşçı - neyse toparladım ama (işlemi sonlandırır sanki ameliyat ediyo)

ancak burcu kendine yapılan haksızlığa daha fazla katlanmak niyetinde değildir zira o da bir kadındır ve eli her kadın kadar cımbız tutmaktadır..

burcu - ben sorun görmüyorum bu kaşta görende bakmasın artık..

BURCU İÇ SES - canım benim sen niye dert ediyosun kaş benim diil mi??
azıda, çoğuda, dökülmüşüde, dolusuda helalimdir!

kaşçı - yo yo güzel oldu bakın nasıl? (yapmacık bir gülümseme eşliğinde)

burcu kaş alt tarafı diye düşünür zaten çokta yorgundur kimseyi üzmeye, kırmaya değmez zira sonrasında daha çok üzülen yine kendisidir çünkü:-(

neyse teşekkür eder ve ödemeyi yapıp çıkar kaldı ki söylicek çok şeyi vardır o çıtır, çocuksuz, çiroz kaşçıya ancak bırakır zamana..

nitekim hayat onuda çolukla çocukla, vermekle bitiremeyeceği kilolarla ve uykusuzluktan zombiye döndüğü bi anda düşüverir zaten kendi gibi bir kaşçının kapısına..

22 Haz 2011

babalar günü 2011

yine şu foto olayımız yüzünden üç gün kadar geçiktirdim yazmayı..neyse sonra altına iliştiriveririm artık..

ben başta bizim babacıkların sonrada bütün babaların babalar gününü kutluyor bu vesileyle tüm babalara, annelere (yine sıkıştırıverdim anneleri araya) ve bebelere sevdikleriyle birlikte mutlu bir ömür diliyorum..

balbööcüümde babasıyla güzel birgün geçirdi..
ama gün babaya değilde zeynebe özeldi yine sanki;-)

21 Haz 2011

ali kaptaaann..

zeyno kızımı uyuttuktan sonra sırada biraz ütü birazda net var..bi yandanda öyle bir geçer zamank kii ..bi an gözümün önüne bundan aylar önce dizinin ilk başladığı günler geldi..daha doğrusu diziyi her izleyişimde kendimdeki böörebilme potansiyelini gördükçe dehşete düştüm ve her bölüm bitiminde "bir daha bu diziyi izlemicem" "yok yok takılmamak lazım" "ne o öyle ruhu sıkışıyo insanın" "bunu kendime yapmamalıyım" diye diye bi baktım bugün sezon finalini izliyorum..hakikaten öyle bi geçmiş ki zaman..haa tabii arada atladığım zamanlar oldu ama anlarsınız işte kopulmuyo bi şekilde..ANNAAAMMM geldi yine Ali Kaptan ateş ediyoooo!!!durun bi dakka! a ha da vurdu..ben bildim ama bu döner gelir dedim..ay ne bu kadının çektiği..ay ali de vuruldu! inanamıyorum "YOKSA BABANNE Mİ VURDU" dedim a ha vallahide o billahide o .. çünkü ancak bu şekilde bi şok yaratılabilirdi ve nitekim şoktayız anacımda yanımda bu arada bi o bi ben yorum yapıyoruz..ay bi tuhaf oldum yine..offf bi nefes alayım..
yoruldum valla şu son sehneyi izlerken..


yapmışlar mı? yapmışlar
oynamışlar mı? oynamışlar
ağlamışlar mı?ağlamışlar
ağlatmışlar mı?
çoookkk

ne adammışsın be ali kaptan..ne beddua aldın yine kimbilir..
yanlız hayret caroline fırlmadı yine bi yerden..
var mı gören??

19 Haz 2011

bahçemizzz..

bahçemize uğradık haftasonu yani ilerde tam bir bahçe olacak ancak şimdilik zamana ihtiyacı var eh azıcık büyüsün ağaçlar birazda ortamı hazırlarsak tamamdır inşallah..koray çok hevesleniyo, çok seviyo yeşili, doğayı, doğalı.. yerimiz geniş, ağacımız bol,biraz zaman birazda emek verirsek eş dost çoluk çocuk güzel vakit geçiririz inşallahh..tabii zeynebide unutmadı babası ona özel oyun alanımızın yeri bile belli şimdiden:-)



dönüşte yakındaki köyden yavrucuuma taze yumurta aldık sonra ben onları yıkadım, kuruttum vs..napiim fazla organiklerdi:-)

sonra zeynokuşumla gezdik biraz..
bol arabalı, oyuncaklı bi yer bulduk iyi geldi açıkhava ama biliyosunuz yağmurumuz eksik olmuyo o gelmek üzereyken biz tuttuk evin yolunu..

17 Haz 2011

angelina..

bravo bu kadına..

yardımseverliği, dünya barışına katkısı, çocuk aşkı hatta güçlü duruşu seviyorum yani..
biliyosunuz bunlar iyi niyet elçisi olmadanda edinebileceğimiz vasıflar yani neye, nereye, kime uzanabiliyosa elimiz ihtiyacı olana ne kadar faydamız dokunursa o kadar kar..

ama yeterince yapabiliyor muyuz acaba???
sanırım özeleştride bulunmakta lazım zaman zaman..
vakit ayıramadığımız yada ayırmadığımız o kadar fazla sosyal sorumluluk var ki..



iyilik meleği yazmışlar angeline jolie için şimdide hatayda..
geçenlerde okumuştum zaten gelmek istediğini hoşgelmiş..

hayal..

özellikle cumaları işler biraz daha yoğun olur, sabah sabah yoruldum ve bi offff çektim napıyorum burda yaaa dedim..

şimdi hafiiif bi esintinin eşlik ettiği açıkhavada, bi deniz kenarında olsam..ööööyle boş boş baksam etrafa soğuk bişeyler içsem, ayaklarımı uzatsam..zeynomda yanıbaşımda kumuyla, suyuyla oynasa... deniz bize uslu dalgalarıyla ninni söylese, mis kokulum sarılsa annesine uyusak öylece..
ah be ne güzel olurda yaa..dur koca kişisi senide unutmadım sende bize hamak kursaaaan, dondurma alsaaaan, kumdan kale yapsaaaaan tamam tamam gel hadi sen daha çok seversin uykuyu..

herkes kendi hayaline dilediği bide foto kondursun olduda bittiii..

nerden yazıyorum biliyosunuz di mi bigün önce dolu yüzünden sel vurmuş, bu yaz yağmura doymuş, gri çehresiyle hayalime gölge durmuş ankaradan:-(

13 Haz 2011

uykuma dokunma..

ben onu bunu bilmem çocukların uyku saati sekti mi bitti..uğraş dur..
gerçi elimizde olmadan bu durumun mimarı bizler oluyoruz çoğu zaman sonrada başlıyoruz beklemeye bunca uykusuzluğa kimbilir nasıl uyur diye ama öyle değil işte çünkü uyku uykuyu uykusuzlukta uykusuzluğu getiriyor.. neyse ki üç günün ardından zeyno kızım dün karşılıklı saygı ve anlayışla geçen akşamın ardından güzelce uyududa o da bizde rahat ettik..hayır kendime kızıyorum (gerçi annelik dediğin tamda bu değil mi zaten sürekli bi kendini sorgulama hayıflanma pişmanlık offff) ortamı ona göre ayarla diye ama işte bu sefer olmadı çünkü oy kullanmaya taaa eski evimizin oraya gittik e halamızda orda oturuyo e zeynepcim damla ablasına deli oluyo onu görünce uyku muyku kalmıyo.. e bizde saat 16:00'dan sonra geç kalıcaz..yani bizimde suçumuz yok hakim bey..sonuçta oyu bile senin geleceğin için kullanıyorum meleğim..ondan önceki günde dedeyle annanneden ayrılmak istemedi zaten uzun zamandır dedeyi tek geçiyo..neyse sen yinede bu satırları okuyunca kızma bana sevgiböcüüm bende bu uykusuz gecelerde bazen canavar olup sana istemedende olsa kızıyorum ama sen beni affedersin di mi annecim "anneler affedilmek içindir" tamam bu seferlik evlatlar yerine anneler olsunda vicdanım rahatlasın..acaba bu tip gecelere önceden hazırlıkı olup enerji içeceği falan mı almak lazım bilemedim ama bildiğim birşey varki çocuğa ne kadar sakin ve keyifli zaman geçirtirsen o kadar karşılığını alıyosun ama arada bir olacak böyle kaçınılmaz sevdikleriyle olduğunda uyumuyo ve sıkıntısını yine kendi çekiyo belki ama işte onlarla geçirdiği vakittede çok mutlu oluyor ve sevgiye doyuyor..

haftasonundan kalanlar..

-markette; bi de baktım bizimki kendi yoğurdunu kaptığı gibi attı sepete...alışverişede el attı..
-bebekliğini saymazsak ilk defa pazara gitti ve kayısıyı kestirdi gözüne ve biraz yedikten sonra elindeki 100 kuruşu uzattı satıcıya..biz bile ödeme yapmamıştık henüz hayret ettim..
-masa tenisi raketini sevdi, abileriyle oynasada doyamadı ve bikaç saat elinde raketle dolaştı..
-damla ablasının piyanosunuda özlemiş, yumuk elleriyle ablasına özenerek mini bi konser verdi bize..
-perşemde dededen, pazarda abladan ayrılınca epey ağladı, üzüldü e tabii uyku düzenide alt üst oldu ..
-üç gecedir ayaktayız babasıyla, gözlerim kapanıyo valla ama yazıyorum yinede küçükhanım büyüyüce okusun şu hallerimizi diye..

9 Haz 2011

utanma kızım..

,

zeynepcim gündüz gözüne fasıla (brunch fasılı mı desek ne desek yahuu) eşlik ettiği sırada masadakilerin kendisini alkışladığını fark edince utanma haline bürünürken bernoşumun yakaladığı poz..
ısırırım valla seni..

biz bunları çok sevdik..

zeynocum bu eşleştirme tahtalarıyla bayadır haşır neşir..çok seviyo bunları ve pek bi başarılı maşallahh..anasının kızı..ama itiraf etmeliyim o her bulduğunda ondan çok sevinen (alkış-ıslık) bendim..tabii zeynom büyüdükçe tahtalarda değişiyo..onunla bu tip oyunları oynamak çok hoşuma gidiyo..zekasını harekete geçirebilecek oyunlardan hoşlanıyorum ve o zamanın faydalı geçtiğini düşünüyorum gerçi 3 ay daha var 2 yaşını doldurmasına yani yavaş yavaş gelişecek tabii oyun yelpazemiz..


bu aralar akşamları diğer ıvır zıvır (tabak-çanak,bebek-mebek,top-mop) bütün oyuncakları ortadan kaldırıp ya boyama, ya bu tahtalar yada işte kitaplarla vakit geçiriyoruz..bi yandanda yeni arayışlar içindeyim..yaratıcı anne olup onun hoşuna gidebilecek onu geliştirebilecek yeni oyunlar bulmaya çalışıyorum..varsa fikriniz çooook sevnirim yoksada zaten netten kopya çekicem napiimm..

burda elimden almaya çalşıyo makinayı ve alıyoda..

sonra oturduğu yerden bu fotoyu çekiyo balböcüüm..bravo kuzuma farkında olmadan annesinin işini kolaylaştırıyo..

ardından ben alıp saklıyorum makinayı, oynarken çekiyim istiyorum ama farkediyo ve tam o sırada elimden yine alacak korkusuyla ancak bu pozu yakalayabiliyorum:-)

8 Haz 2011

işte reçelim..


nasıl ama???
onca badireyi hiç çaktırmıyo di mi??
he,he,he
ama dikkat edin suyu yok, tadıylada görüntüsüylede buyrun size marmelat..

7 Haz 2011

aferin kızıma..

zeynepcim dün gece uzun bir süreden sonra ve bu evdede ilk defa kendi yatağında yatmış oldu ve geceyi umduğumdan daha iyi geçirdik..akşam kendi istedi yatağına çıkmayı eh bide sallanan cinsten olduğu için hoşunada gidiyordu zaten neyse biraz ninni-masal-kitap derken iyice mayıştı ama uykuya geçemedi bi türlü..hatta bi ara iyice ümitlendim uyuyakalacak zannettim ama yok neyse aldım kucağıma biraz sonra uyudu zaten..yatağına yatırdım geceyse bir kere kalktı..sabah ben işe gitmek üzereyken yine bi mızmızlandı beni görünce mutlu oluyo ve uykuya tekrar dalıyor ama bu bikaç kez tekrarlayınca kucağıma almak istedim ama yok gelmedi vallada gelmedi billada gelmedi..yatağında kalmak istedi..bi bozuldum, şaşırdım bi tuhaf oldum ama ne yalan söyliyim sevindimde içten içe yani büyüyo mu sıpa ne?

6 Haz 2011

çilek reçeli

ne haftasonuydu ama..
halaa ayaklarım sızlıyor yorgunluktan.
taşındığımızdan bu yana evin içinde halletmemiz gereken işler vardı..hepsini bitirdik korayla ama bizde bittik..hakkını yemiyim o daha çok yoruldu..eh bi yandanda balböccümle ilgilenmek, uyutmak, gezdirmek gerekiyo ama onlarıda yaptık biraz o bize uydu birazda biz ona ..zaten biraz daha büyüsün yardıma başlar bana hatta geçenlerde sofra hazırlarken çatallarımızı götürdü ve tek tek yerlerine koydu yavrum allahtan bıçağıda eline verecek kadar dalgın değildim o an neyse sofra demişken ana konuya ufaktan bi geçiş yapalım..dün ki işlerim arasında yemek yapmakta vardı yani taşın-yerleş derken yemek işini biraz ihmal etmiştim (annecim sağolsun) ama dün 3 çeşit yemek 2 çeşit reçel yaparak tarihe geçmekle birlikte bütün enerjimi boşalttım.. (kendimle yarışımdan bahsediyorum-var zaten bi gariplik ya hiç girmiyorum yada girincede 5 çeşitle çıkıyorum) artık iyice düzene girdiğimize göre mutfak işini bağlarım rutine..kaç zamandır hevesleniyordum reçel yapıcam diye..sağolsun babanne gönderir reçellerimizi çeşit çeşit ama bi yapasım vardı yani..daha önce bi ayva marmelatı deneyimim oldu o kadar ama başarılı bi çalışmaydı neyse bu sefer çilek ve kayısı reçeli yaptım..kayısı tamamda çileğin kendi var reçeli yok! O nasıl oluyo derseniz durun anlatıyım..zaten reçele başlamadan önce çileklerin (o kadar lezzetliydiki) nerdeyse dörtte birini bitirdim (pazardan alınan cidden daha iyi oluyo) hatta bi an kendimi durduramayıp hiç başlayamicam sandım neyse şekerini koydum falan beklettim ertesi gün baktım çok güzel bırakmış sularını koydum ocağa (ah koymaz olaydım) kapağını kapalı unut o da başlasın taşmaya..koray telefondaydı ama yetişip kapağını açmış bana gösterdi durumu ve bende tamam diyip olaya el attım (atmaz olaydım) bu sefer kapağı yarım kapattım (niye halaa o kapağı alıp kenara koymuyosam fasulye yapıyorum sanki) ama o an koray telefona çağırınca (babanneler telefonda) sen o kapak kay ve tekrar kapan..aaahhh ah bi gittimki mutfağa, henüz ilk şoku atlatamadan ikincisiyle birlikte ocak olmuş sana bordoo hatta kullanılan püskürtme tekniğiyle yer yer pembenin en tatlı tonunuda görmek mümkün..yani ordan direk al sür ekmeğe çünkü çileğin tüm suyu ocağın üstünde dahasıda var o da şöyle; biz bu eve geçerken tüm beyaz eşyaları yeniledik ( hoş artık pemde bir fırınım var )yani zavallı ocağı ilk kullanışımdı diyebilirim..tabii sıvarsın kolları çekersin fırını, başlarsın temizlemeye bi yandanda korayın tacizlerine laf yetiştir derken elimde bol taneli, yoğunluktan kımıldayamayan, bildiğin susuz ama lezzetli bir çilek reçeli müsveddesi kaldı ama sevgili annecime göre nefis olmuş ama hakikaten sizinde başınıza gelmiştir eminim hep bu tip aksiliklere rağmen özelliklede yapılan ilk şeyler bi lezzetli olur ya acemi şansı mi şanssızlığı mı bilemedim..neyse yorgunum dostlarım ama yılmadım sırada üzüm reçeli var..

fotoğraf makinamızı annemlerde unuttuğum için reçelciğimi ve zavallı ocağımı fotolayamadım ama ilk fırstatta caaanım reçelimden bi kare blogumun tozlu sayfalarında yerini alacak..

2 Haz 2011

aah gençliğim ah

bugün uzun bir aradan sonra,mail yoluylada olsa üniversiteden kızlarla lafladık biraz..mail diyorum çünkü zaten yıldızı teknolojiyle bir türlü barışamamış olan benim blog tutmam bile "yılın olayı"

kaynatmak iyi geldi valla..
içlerinde bi reyhocum (her türlü analiziyle beni her daim güldürmüş sevgili alışveriş danışmanımız)yaniii nam-ı diğer kankim ve ben çocukluyuz..
hepsi bayılıyo sağolsunlar bizim bebelere ama uzaktan tabii gerçi haklarını yememek lazım onlarda kıvama gelmişler ama nerde anacım şöyle işli, güçlü, güleryüzlü bi aday..
yok yok valla kısmetten ötesi olmuyoo..
tabii onun dışında koşturma, telaş hepimizde devam..

gençmişiz hakikaten yaa..yaşlandık mı hayır belki ama dönüp bakınca cidden gençmişiz diyoruz..

her yılın, her mevsimin, her yerin, her rengin kendine göre vardır elbet güzellikleri ancak o zamanlarki kadar umarsızca mümkün müdür artık yaşamak???

heeyyyttt beea..
cümleye bak (vardır ama zamanında çook kalem eskitmişliğim)

sinemcim iyi güldürdün cicim bizi allahta seni güldürsün emi..

bu arada bi kedi sesi mi geldi ne?

Sayfalar