6 Haz 2011

çilek reçeli

ne haftasonuydu ama..
halaa ayaklarım sızlıyor yorgunluktan.
taşındığımızdan bu yana evin içinde halletmemiz gereken işler vardı..hepsini bitirdik korayla ama bizde bittik..hakkını yemiyim o daha çok yoruldu..eh bi yandanda balböccümle ilgilenmek, uyutmak, gezdirmek gerekiyo ama onlarıda yaptık biraz o bize uydu birazda biz ona ..zaten biraz daha büyüsün yardıma başlar bana hatta geçenlerde sofra hazırlarken çatallarımızı götürdü ve tek tek yerlerine koydu yavrum allahtan bıçağıda eline verecek kadar dalgın değildim o an neyse sofra demişken ana konuya ufaktan bi geçiş yapalım..dün ki işlerim arasında yemek yapmakta vardı yani taşın-yerleş derken yemek işini biraz ihmal etmiştim (annecim sağolsun) ama dün 3 çeşit yemek 2 çeşit reçel yaparak tarihe geçmekle birlikte bütün enerjimi boşalttım.. (kendimle yarışımdan bahsediyorum-var zaten bi gariplik ya hiç girmiyorum yada girincede 5 çeşitle çıkıyorum) artık iyice düzene girdiğimize göre mutfak işini bağlarım rutine..kaç zamandır hevesleniyordum reçel yapıcam diye..sağolsun babanne gönderir reçellerimizi çeşit çeşit ama bi yapasım vardı yani..daha önce bi ayva marmelatı deneyimim oldu o kadar ama başarılı bi çalışmaydı neyse bu sefer çilek ve kayısı reçeli yaptım..kayısı tamamda çileğin kendi var reçeli yok! O nasıl oluyo derseniz durun anlatıyım..zaten reçele başlamadan önce çileklerin (o kadar lezzetliydiki) nerdeyse dörtte birini bitirdim (pazardan alınan cidden daha iyi oluyo) hatta bi an kendimi durduramayıp hiç başlayamicam sandım neyse şekerini koydum falan beklettim ertesi gün baktım çok güzel bırakmış sularını koydum ocağa (ah koymaz olaydım) kapağını kapalı unut o da başlasın taşmaya..koray telefondaydı ama yetişip kapağını açmış bana gösterdi durumu ve bende tamam diyip olaya el attım (atmaz olaydım) bu sefer kapağı yarım kapattım (niye halaa o kapağı alıp kenara koymuyosam fasulye yapıyorum sanki) ama o an koray telefona çağırınca (babanneler telefonda) sen o kapak kay ve tekrar kapan..aaahhh ah bi gittimki mutfağa, henüz ilk şoku atlatamadan ikincisiyle birlikte ocak olmuş sana bordoo hatta kullanılan püskürtme tekniğiyle yer yer pembenin en tatlı tonunuda görmek mümkün..yani ordan direk al sür ekmeğe çünkü çileğin tüm suyu ocağın üstünde dahasıda var o da şöyle; biz bu eve geçerken tüm beyaz eşyaları yeniledik ( hoş artık pemde bir fırınım var )yani zavallı ocağı ilk kullanışımdı diyebilirim..tabii sıvarsın kolları çekersin fırını, başlarsın temizlemeye bi yandanda korayın tacizlerine laf yetiştir derken elimde bol taneli, yoğunluktan kımıldayamayan, bildiğin susuz ama lezzetli bir çilek reçeli müsveddesi kaldı ama sevgili annecime göre nefis olmuş ama hakikaten sizinde başınıza gelmiştir eminim hep bu tip aksiliklere rağmen özelliklede yapılan ilk şeyler bi lezzetli olur ya acemi şansı mi şanssızlığı mı bilemedim..neyse yorgunum dostlarım ama yılmadım sırada üzüm reçeli var..

fotoğraf makinamızı annemlerde unuttuğum için reçelciğimi ve zavallı ocağımı fotolayamadım ama ilk fırstatta caaanım reçelimden bi kare blogumun tozlu sayfalarında yerini alacak..

Hiç yorum yok:

Sayfalar